Fransa’da Geçen 10 Film

FRANSA’DA GEÇEN 10 FİLM

Herkese merhaba!

Fransa’da geçen filmleri sıralamaya kalkarsak, yapacağımız liste uzayıp gider kuşkusuz. O nedenle ben, bu yazımda ilk anda aklıma gelen, kendim de izleyip beğendiğim Fransa’da geçen 10 güzel filmi seçtim sizin için.

Bu filmleri seçerken herhangi bir kıstas (konu, süre, yönetmen vs.) gözetmedim. Kısa kısa bilgiler vererek bunları sıralamak istiyorum. IMDB puanlarına bakarak da bir fikir edinebilirsiniz. Listemde sıraladığım tüm filmlerin IMDB puanları en az 7 ve onun üzerinde…

Eyfel Kulesi

Eyfel Kulesi, Paris

Germinal

Ünlü Fransız yazar Emile Zola’nın romanından uyarlama. Zaman, 19. Yüzyıl Fransa’sı… Başrolde çok sevdiğim usta aktör Gerard Depardieu var. Kendisi benim için, sırf varlığıyla, diğer tüm faktörlerden bağımsız olarak bir filmi seyretme nedenidir.

Etien Lantier (Depardieu) iş bulabilmek için Fransa’nın kuzeyine gelir. Burada, zorlu çalışma koşulları altında işçileri örgütler. Bu esnada bir kıza aşık olur. Türkçeye “Tohum Yeşerince” ismiyle çevrilen, iki saatin üzerinde güzel bir seyirlik. IMDB sayfası da burada: (Germinal)

Danton

Tarih meraklılarının kaçırmaması gereken bir film! Hele hele Fransız Devrimine ilginiz varsa… Yönetmen koltuğunda Oscar ödüllü Polonyalı yönetmen Andrzej Wajda var. Gerard Depardieu bu filmde de harikalar yaratıyor.

Devrimin en önemli karakterleri Danton ve Robesspierre’in yemek sahnesi, filmin içerisinde başlı başına özgün bir kısa filmdir aslında. “Devrim, kendi çocuklarını yer.” Daha fazla anlatıp filmin sihrini bozmak istemem. Seyredin. (Danton)

Paris’te Gece Yarısı

Bir tüy gibi, o kadar hafif ki… Kaç kez seyrettiğimi hatırlamıyorum. Yönetmen Woody Allen. Başrolde Marion Cotillard var. Sanat ve edebiyat meraklıları bu filmi hala izlemediyse kesinlikle kaçırmamalı.

Zira bu filmde Ernest Hemingway, Salvador Dali, Scott Fitzgerald gibi isimler de var! Netflix’teki “Emily İn Paris” dizisi mi yoksa bu mu diye sormayın, kesinlikle bu tabii ki! (Paris’te Gece Yarısı)

Kaldırım Serçesi

Fransızcası La Mome. Ünlü Fransız şarkıcı Edith Piaf’ın biyografisi. Kısa ve çalkantılı yaşamı bana daima Elvis Presley’i hatırlatır. Burada da kendisini Marion Cottillard başarıyla canlandırıyor.

Piaf’ın ortaya çıkışı, yükselişi ve düşüşü bir müzik ziyafetiyle beraber ekrana geliyor. Fransız şansonlarını sevenleri böyle alalım. Süre, iki saatin biraz üzerinde. (Kaldırım Serçesi)

Kaldırım Serçesi

Edith Piaf’ın Konser Afişi. Paris, 1943

Attila Marcel

Müzikseverler için biçilmiş kaftan! Benim gibi piyano delisiyseniz hele, hiç düşünmeyin derim. Filmde, halalarıyla beraber Paris’te yaşayan Paul’un hikayesi anlatılıyor.

İçe dönük bir kişiliği olan Paul’un hayatı, üst kattaki komşusu Bayan Proust ile tanıştıktan sonra birdenbire değişiyor. Film 2014 yapımı. 33. İstanbul Film Festivalinde de gösterilmişti. (Attila Marcel)

Amelie

Hala izlemeyenler varsa hiç düşünmesin. Tek kelimeyle büyüleyici! Yönetmen Jean Pierre Jeunet. Audrey Taotou’nun nefis oyunculuğuna şahit oluyoruz.

İzlerken Paris’i her yönüyle, her yeriyle hissettiriyor Amelie. Filmin, en az kendisi kadar nefis soundtrackinde ise Yann Tiersen imzası var. Bir kez seyretmek asla yetmez… (Amelie)

Before Sunset

Aslında bu filmin serisi izlenmeli. Before Sunset çok sevdiğim filmlerden biridir. Başrollerde Ethan Hawke ve Julie Delpy var. İlkinde kahramanlarımız Viyanadaydı. Bu kez mekan Paris.

Jesse (Hawke) yeni kitabının tanıtımı için Fransa’ya gelen ünlü bir yazardır artık. Celine (Delpy) ile burada yine karşılaşır. Film, hoş diyaloglarıyla en az ilki kadar iyi. (Gün Batmadan)

Leon

Leon deyince herkesin aklına ilk gelen Sting ve Shape of My Heart şarkısı oluyor herhalde. 1994 yapımı filmin yönetmeni Luc Besson. Aradan geçen bunca yıla karşın değerinden hiçbir şey kaybetmedi.

Şüphesiz, bunda güçlü senaryosu yanında müthiş oyunculukları ile Jean Reno ve Natalie Portman’ın payı çok büyük.

Matilda küçük bir kız çocuğudur. Leon ise soğukkanlı bir katil. İkisinin yolları bir şekilde kesişir, olaylar gelişir. (Leon)

Koro (Les Choristes)

Defalarca izlediğim bir diğer harika film! 1949 yılı Fransa’sındayız. Filmde, çok sıkı kurallarla yönetilen bir yatılı okula müzik öğretmeni olarak gelen Clement Mathieu’nun başından geçenler anlatılmaktadır.

Müziğin birleştirici yönüne şahit olduğumuz bu filmi, gösterime girdiği yıl olan 2004’te, Fransa’da milyonlarca izleyici seyretti. Alttaki kısa kesit, sanırım bir fikir verecektir. (Koro) Çocuğu olan anne babalara da özellikle öneririm.

Paris Seni Seviyorum

2006 tarihli bu film, Fransa, İsviçre ve Almanya ortak yapımı. Vaktiyle Digiturk bünyesindeki Movie Max kanalında izlemiştim ilk kez. Hoşuma gitmişti. 18 farklı hikayeden oluşuyor.

Yani bu da demek oluyor ki, farklı yönetmenler ve her filmde farklı oyuncular var. Birinden birini mutlaka beğenirsiniz diye düşünüyorum. (Paris, Seni Seviyorum)

Keyifli seyirler!

3 Comments

  1. Ali murat Demir 1 Ekim 2017
  2. Ali murat Demir 1 Ekim 2017
    • Kaan Önem 1 Ekim 2017

Leave a Reply

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.