AVRUPA BİRLİĞİ
Herkese merhaba.
Schengen vizesi denilince hemen aklımıza gelen Avrupa Birliğinin tarihinden kısaca bahsetmek istiyorum bu defa. Sürekli ismini duyduğumuz Avrupa Birliği nasıl doğdu ve nasıl gelişti sorusuna kısa bir yanıt olarak da görülebilir bu yazı. İstedim ki, hep adını duyduğumuz ancak aslında hakkında pek de detaylı bilgi sahibi olmadığımız bu örgütü biraz daha yakından tanıyalım ve Avrupa Birliği ülkeleri nelerdir, bunu bir öğrenelim…
Ben bugüne kadar Avrupa Birliği üyesi ülkelerden 16 tanesini gördüm. Hiç dikkat etmemiştim ama tek tek sayınca fark ettim ki, bayağı bir AB üyesi ülke gezmişim şakayla karışık. Alttaki Avrupa Birliği üye ülkeler listesinde, işaretlenmiş ülkelerin isimlerinin üzerine tıklayarak, o ülke ile ilgili yazılarıma da rahatça ulaşabilirsiniz.
Savaşlarla dolu olan dünya tarihinde birleşme, bütünleşme çabaları da sürekli gündeme gelmiştir aslında. Avrupa’da kalıcı bir barış ve sürekli bir istikrar sağlanması adına, günümüzden birkaç yüzyıl öncesinden başlayarak bugüne değin gelen çeşitli fikirler mevcuttur. Yaşadığımız son yüzyıl ise bu anlamda özellikle dikkate değer bir zaman dilimi olarak karşımıza çıkar.
Ancak bütün iyi niyetlere ve filizlenen fikirlere karşın, 1914-1918 yılları arasında bir dünya savaşı çıkması engellenemez. Bunun üzerine, savaş sonrası ortak bir uluslar arası örgüt çatısı altında buluşma gerekliliği doğar. Bu anlayışın ilk somut adımı ise 1920 yılında atılır. Yeni kurulan bu örgütün ismi Milletler Cemiyetidir. (Bir diğer adıyla Cemiyet-i Akvam)
Ancak Woodrow Wilson bu dönem yapılan seçimlerde Amerika Birleşik Devletleri başkanlık yarışını kaybeder ve cemiyet, kuruluşunda etkin rol alan önemli bir güç olan ABD’den böylece yoksun kalır. Tarihçi akademisyen Oral Sander’in ifadesiyle “azalan gerginlik ve artan istikrar” dönemi olan Lokarno dönemi (1925-1930) sonrası ise Almanya’da Adolf Hitler ve İtalya’da Benito Mussolini iktidara gelir ve faşizm bu ülkelerde hızla tırmanmaya başlar.
Bundan sonra yaşanan gelişmeler, birleşik bir Avrupa düşüncesinin bir süre daha rafa kaldırılmasına yol açacaktır. Zira bu kez birincisinden daha da şiddetli, adeta topyekûn bir yıkıma yol açan, yaklaşık 50 milyon insanın hayatına mal olan ikinci bir dünya savaşı çıkacaktır.
Fransız yazar Victor Hugo, birleşik bir Avrupa düşüncesini dile getiren isimler arasında diğerlerinden bir adım öne çıkar. Zira kendisi ne Uluslar arası İlişkiler uzmanı ne diplomat ne de siyasetçidir aslında… O, edebi kimliğinin doğal bir getirisi olan sınırsız düş gücüyle, bu fikrin -Avrupa’nın birleşmesi fikrinin- pratikte gerçekleşebileceğine tıpkı en az Robert Schuman ve Coudenhove Kalergi (AB fikrini gündeme getiren önemli bir siyaset adamı) gibi yürekten inanan farklı bir aydındı.
Henüz 1849 yılında Birleşik Avrupa fikrini ortaya atan yazar, “Günü geldiğinde bu kıtanın tüm ulusları bir birlik içinde kaynaşacak ve böylece Avrupa kardeşliği oluşacak” demiştir. Ancak Victor Hugo’nun Richard Cobden (Hugo’nun çağdaşı İngiliz iş adamı) ile beraber savunduğu bu görüş, aslında tüm Avrupa devletlerini toptan birleştirmeye yönelik bir istekten ziyade, uluslar arası ortamın taleplerine Avrupa devletlerini uyarlamaya dönük isteğe verilmiş bir yanıttı.
İşte bu büyük hayalin gerçekleşmesinin ilk adımı, ekonomik tabanlı bir örgütlenme çabasıyla atıldı. Bu örgütün ismi Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğuydu. (Kısa adıyla AKÇT) 9 Mayıs 1950 tarihinde, yani Victor Hugo’nun da yer aldığı 1849 tarihli Paris Barış Kongresinden tam yüzyıl sonra, Fransa dış işleri bakanı olan Robert Schumann bir bildiri yayınlar.
Schumann, Jean Monnet (Avrupa Birliği fikir babası) ile beraber hazırlayıp yayınladığı bu bildiride, Almanya-Fransa kömür ve çelik üretimi için bir birlik kurulmasını öngörmüştür. Bu girişim sonucunda aralarında Belçika, Lüksemburg, Hollanda, İtalya ve Almanya’nın bulunduğu devletler Fransa ile bir araya gelerek 1951 yılında yine Paris’te resmi olarak örgütü kurdular.
İlerleyen süreçte bu örgüt genişleyerek Avrupa Ekonomik Topluluğuna dönüşmüştür. AET, bugünkü Avrupa Birliği’nin bir anlamda temelidir diyebiliriz. 1993 tarihinde yürürlüğe giren Maastricht Anlaşması ile Avrupa Topluluğu bugünkü ismiyle bildiğimiz AB’ye dönüşmüştür.
Avrupa Birliği, 2017 yılı itibariyle 28 ülkeden oluşan oldukça büyük bir örgüttür. Yaklaşık 500 milyonluk nüfusuyla, dünyanın nominal gayri safi yurt içi hasılasının büyükçe bir kısmını oluşturur. Avrupa Birliği üstte de açıklandığı gibi, başlangıçta ortak bir pazar ideali ve ekonomik kalkınma anlayışına sahipken günümüzdeki mevcut yapısıyla aynı zamanda bir güvenlik topluluğudur.
Avrupa Birliği Ülkeleri
- Avusturya
- Belçika
- Bulgaristan
- Hırvatistan
- Kıbrıs
- Çekya
- Danimarka
- Estonya
- Finlandiya
- Fransa
- Almanya
- Yunanistan
- Macaristan
- İrlanda
- İtalya
- Letonya
- Litvanya
- İngiltere
- Lüksemburg
- Malta
- Hollanda
- Polonya
- Portekiz
- Romanya
- Slovakya
- Slovenya
- İspanya
- İsveç
Federasyon ile Konfederasyon Arasındaki Farklar
Konfederasyon | Federasyon | |
Kaynak | U.Arası andlaşmayla kurulur. | Anayasayla kurulur. |
Bağın Niteliği | Üye devletler arası bağ akdidir. | Anayasal niteliktedir. |
Ayrılma Hakkı | Üye devletler üyelikten çıkabilir. | Ayrılma hakkı yoktur. |
U.Arası Kişilik | Üye devletlerin de var. | Sadece federal devletin var. |
Dış İlişkilerde | Üye devletler bağımsızdır. | Federe devletler federal devlete bağlıdır. |
Zorlama Gücü | Konfederasyonun üye devletler
üzerinde zorlama gücü yoktur |
Zorlama gücü vardır. |
Vatandaşlık | Sadece üye devletlerin
Vatandaşlığı var. |
İki tür vatandaşlık var: Federal Vatandaşlık ve
Federe vatandaşlık |
Kaynak: Kemal Gözler, Kısa Anayasa Hukuku, Ekin Basın Yayın Dağıtım, Bursa, 2015, s. 59
AB, anayasa hukukçusu Kemal Gözlere göre, hukuki yapısı itibariyle ne federasyon ne de konfederasyon olarak nitelenebilir. Zira bu her iki devlet topluluğunun da kimi özelliklerini bünyesinde taşımaktadır. Son olarak Türkiye’nin AB üyeliğinden bahsetmek gerekirse, ülkemizin AB’ye resmi olarak üyelik başvurusunun oldukça uzun bir süre önce yapıldığını ve AB & Türkiye ilişkilerinin seyrinin inişli çıkışlı bir grafik çizdiğini söyleyebiliriz.
Evet, şimdilik bu kadar. Beğendiğiniz yazılarımı sosyal medya hesaplarında paylaşırsanız çok sevinirim. Beni takip etmeye devam edin. Gezivita Instagram sayfama bakarak başlayabilirsiniz hatta. 🙂 Gezivita Instagram
Kaynaklar:
D’Appollonia, A. C. (2010). Avrupa Ulusalcılığı ve Avrupa Birliği. A. Pagden içinde, Avrupa Fikri (R. Öğdül, & M. Varlık, Çev.). İstanbul: Ayrıntı Yayınları.
Gözler, K. (2011). Anayasa Hukukunun Genel Teorisi (Cilt 1). Bursa: Ekin Basım Yayın.
Kağnıcıoğlu, D. (2017). Bir Konfederalizm Örneği Olarak Avrupa Birliği. D. Kağnıcıoğlu, E. Kalaycıoğlu, C. Oktay, S. Sayarı, E. A. Retornaz, E. Hatipoğlu, et al. içinde, Karşılaştırmalı Siyasal Sistemler (s. 188). Eskişehir: Anadolu Üniversitesi Yayınları.
Rumelili, B. (2008). Avrupa Birliği ve Bölgesel İhtilafların Çözümü. Uluslararası İlişkiler Dergisi , 4 (16), 51-78.
Sander, O. (2007). Siyasi Tarih 1918-1994. Ankara: İmge Kitabevi.