Seyahat Kitapları 1. Bölüm
Herkese merhaba!
Bu yazımda, size bugüne kadar okuduğum ve en çok beğendiğim seyahat kitaplarından söz etmek istiyorum.
Bu gezi kitaplarının en çok beğendiğim yanlarını sizlerle paylaşmak, bu kitaplar hakkında kısa kısa bilgiler vererek sizlere tanıtmak niyetindeyim.
Böylece henüz okumamış olanlar, konusuna, yazım tarzına veya içeriğine göre içlerinden beğendiğini/beğendiklerini seçip okuyabilir.
Her ne kadar bunları seyahat konulu kitaplar, gezi kitapları olarak adlandırmak mümkünse de, aslında yerine göre gezi rehberi, yerine göre bir başvuru kitabı, yerine göre anı, yerine göreyse bir çeşit biyografi olarak değerlendirmek de mümkün.
Bu biraz da bakış açımıza göre şekilleniyor aslında. Yine de gezi yazısı kısmı hepsinde ortak payda olarak yer alıyor.
En iyi seyahat kitapları listemde, Ahmet Haşim’den John Freely’e, Okan Okumuş’tan Alain De Botton’a, Stefan Zweig’dan Füruzan’a, Jona Lendering’den Azra Erhat’a kadar yerli ve yabancı isimler karışık halde bulunuyor.
Bu yazıyı, podcast şeklinde, benim kendi sesimden dinlemek içinse buraya tıklayabilirsiniz: Seyahat Kitapları Tavsiyelerim Spotify Podcast
Yazıyı daha rahat okunabilmesi için birkaç parçaya ayırdım. Şu an okuduğunuz kısım birinci bölüm. Yazının sonundan isterseniz diğer bölüme geçebilirsiniz. Bu bilgiyi de ekledikten sonra, haydi bakalım başlıyoruz o halde.
Azra Erhat – Mavi Yolculuk
En son okuduklarımdan biriyle başlayalım isterseniz. Azra Erhat’ın Mavi Yolculuk isimli kitabıyla.
Mavi Yolculuk kavramını daha önce duymuş muydunuz bilmiyorum. Bilmeyenler, duymayanlar için önce kısa bir tarihçesiyle başlayalım.
Mavi Yolculuk, ilk olarak Azra Erhat, Sabahattin Eyüboğlu, Bedri Rahmi ve Halikarnas Balıkçısı olarak bilinen Cevat Şakir Kabaağaçlı öncülüğünde, bundan gerçekten uzun yıllar önce, kabaca 1950’li yılların ortasında başlatılan bir gezi türü, seyahat felsefesi diyebiliriz.
Adından da anlaşılacağı üzere tekne ile Türkiye’nin Ege ve Akdeniz kıyı şeridinde yapılan bu yolculuklar, o ilk dönemler bir sürü yazar, şair, öğretmen, edebiyatçı, düşünür ve sanatçıyı bir araya getiren bir dost meclisi etkinliği kıvamında iken, zamanla ve elbette gelişen imkanların ve teknolojinin de etkisiyle günümüzde artık her kesimden insan tarafından yapılan oldukça popüler bir yolculuğa dönüşmüş durumda.
Ancak Azra Erhat ve arkadaşlarını öne çıkaran birkaç şey var.
Bir defa bu yolculuk türü ve ismi tamamen onlardan doğmuş. Yani yaratıcıları onlar.
Ancak benim özellikle dikkatimi çeken şey, bundan 60-70 yıl kadar önce, o imkansızlıklar ve günün yoklukları içinde böyle bir fikrin temelini atabilmeleri ve başlı başına böylesine zorlu bir yolculuğa çıkabilmeleri oldu.
Güllükten Kuşadasına yolculuk tam on üç saat sürdü. On üç saat durmadan sallandık, iki üç kere çay demleyelim dedik, dalgayla rüzgar gaz ocağını devirdi. Karpuzla galeta, gemici aşı nemize yetmezdi. Macera (Bilgi notu: Macera yolculuk yaptıkları geminin ismi) bir göçmen gemisine dönmüştü.
Ambargosların sakalı bir karış daha büyümüş, son gün diye hanımlar her türlü süsten vazgeçmişti. Yalnız neşemiz tamamdı; hırkalara, muşambalara, yorganlara sarınmış konuşuyorduk. Gövdemiz pislik içindeydi belki ama düşüncelerimiz hiçbir zaman bu kadar arı olmamıştı.
Kitabı okurken o dönem gezilen yerlerin ne kadar bakir coğrafyalar olduğunu, kitapta ismi geçen antik kentlere çoğu kez karayolu ile ulaşmanın bile mümkün olmadığı düşünüldüğünde, bu bir avuç insanın başardığı şeyin kıymetini rahatça anlıyorsunuz. Büyük cesaret, büyük bir ileri görüşlülük örneği gerçekten.
Gemide kullanmak için buz alabilecekleri yerler bile sayılıymış o dönem.
Şimdi bir an için gözünüzü kapatın, 60-70 sene öncesini ve o ortamı hayal etmeye çalışın. Hayali bile çok zor değil mi? Düşünün, o ortamda bunu başarmışlar, böylesi bir yolculuğa çıkmışlar.
O dönem güzelim kıyılar şimdiki gibi oteller ve villalarla dolu değil, rant için yakılmıyor, teknoloji günümüze göre son derece ilkel. Ancak insanlar mutlu, insanlar umutlu.
Mavi Yolculuk felsefesini anlatırken, Azra Erhat o dönem bile var olan yabancılaşmadan bahsediyor. Bugün elimizin altındaki cep telefonundan 2-3 gün dahi ayrı kalmadan yaşayamıyoruz.
Özellikle yurt dışına kaçırılan tarihi eserlerle ilgili bölümleri okurken içim acıdı. Azra Erhat, antik bir kent olan sadece Letoon’dan British Museum’a kaçırılan eserlerin bile çok kıymetli olduğunu yazıyor kitabında. Akıl alır gibi değil doğrusu!
Bizde izine pek rastlanmayan bir merak varsa, toprağımızda yer etmiş geçmiş uygarlıkları ve kültürleri benimseme, yaşama merakıdır. Geçmişi günümüze karıştırmayı beceremediğimiz için kültürsüz kalıyoruz. Kültürsüz kalmak ne demek? Bence şudur:
Gördüğümüz bir yeri yalnız bugün olduğu gibi görmek, onun gözle görünen boyutlarına tarih, arkeoloji ve filoloji bilimlerinin sağlayabileceği derinlik boyutunu katamamak, dile getiremediğimiz bir put karşısında put gibi durmak, bilgisizliğin, kültürsüzlüğün kara duvarını aşamayıp, Romantiklerin övmekle bitiremedikleri geçmişi yaşama zevkine bir türlü varamamak. Birkaç dostla birlikte bizim her yıl yapmaya giriştiğimiz “mavi yolculuklar” bu kültür zevkini tatmak içindir.
(Azra Erhat, Mavi Yolculuk, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, İstanbul, 2018)
Bu kitabı okurken siz de geminin güvertesinde olacaksınız diğer yolcularla beraber. Onların kumanyasından yiyecek, onlarla beraber el değmemiş sularda yüzecek, balık tutacaksınız.
Ve hepsinden öte, yazarın nefis anlatımıyla sanat, arkeoloji ve tarihin içinde de bir yolculuğa çıkacaksınız. Türkiye İş Bankası Yayınları bu kitabın yeni baskısını yaparak büyük bir iş başardı.
Jona Lendering – Roma Mermer Şehir
Yakın zamanda Roma gezisi düşünüyorsanız hiç düşünmeyin, bu kitabı da hemen satın alın ve şimdiden okumaya başlayın. Hayır hayır bir saniye, hatta bu kitabı benim gibi mutlaka yanınızda götürün!
Ancak unutmayın, mutlaka şehre gitmeden önce okumuş olmanız gerekiyor. Kitap biraz hacimli. Sayfa sayfa okuyamasanız da içeriğine ciddi bir şekilde göz atın. Zaten yazarı da bizden bunu istiyor.
Çünkü Roma gezilecek yerler bakımından çok zengin ve gitmeden yapacağınız okuma, oraya vardığınız zaman gezeceğiniz yerleri daha farklı bir gözle görmenizi, anlamlandırmanızı sağlayacak.
Dediğim gibi, yanınızda götürürseniz, benim gibi o mekanları gezerken de bir köşeye kıvrılıp okuyabilirsiniz. Böylece öğrendiğiniz şeyi gözünüzle de anında göreceksiniz.
Bu kitaptan çocukluk arkadaşım Ufuk sayesinde haberdar oldum. Ona gerçekten ne kadar teşekkür etsem az! Roma hakkında bilmediğim bir sürü şey, yeni bilgi öğrendim. Roma tarihi, Roma görülecek yerler, Roma çeşmeleri, Roma anıtları… Roma denilince aklınıza ne gelirse.
Ancak kitabın Hollandalı yazarı Jona Lendering’in kitabın önsözünde yaptığı önemli uyarı ise, okumaya başlamadan önce gerçekten Roma üzerine bugüne kadar bildiğimiz bir çok şeyin arkasında aslında çok farklı olgular da yattığını gösteriyor.
Evet, biz Roma’yı sürekli abidevi anıtları, muhteşem tarihi eserleri, hamamları, tepeleri ve müzeleri ile hatırlıyoruz.
Ancak yazar bunların bir adım ötesine geçtiğimizde, aslında o dönemki imparatorlukta ne kadar zalimce bir toplumsal yapı olduğunu da bizlere hatırlatıyor. Bunu Romalıların gündelik yaşamlarından somut örnekler vererek bir bir anlatıyor.
Kitap Yayınevi tarafından basılan eserin çevirisinin de çok iyi olduğunu söylemeliyim. Bir alkışı da çevirmen Burak Sengir hak ediyor. Yayın evinin kendi sayfasına üye olursanız indirimli bir şekilde satın alabilirsiniz. Okuyun, pişman olmayacak, bana hak vereceksiniz.
John Freely – Galata, Pera, Beyoğlu: Bir Biyografi
Geçtiğimiz günlerde kaybettiğimiz John Freely, aslında Amerikalı bir fizik profesörü. Fakat o kadar uzun süre Türkiye’de yaşamış ki, artık tamamen bizden biri oluvermiş durumda. Üstelik, değme tarihçilere taş çıkartacak kadar tarih konusunda yetkin bir isim.
Kendisi hakkında daha detaylı bilgilerden ve yazmış olduğu en beğendiğim seyahat kitaplarından biri olan “Strolling Through İstanbul” dan daha önce yazdığım bir yazıda bahsetmiştim. O yazım burada: İstanbul’u Dolaşırken
Bu defa, yine İstanbul hakkında yazmış olduğu bir başka güzel gezi kitabından bahsetmek istiyorum: “Galata, Pera, Beyoğlu: Bir Biyografi“
Freely bu kitabında bize adım adım, sokak sokak İstanbul’un tarihi yarımadasının karşı kıyısında kalan kısmını gezdiriyor. Yolculuğumuz Pera’dan başlayarak Haliç ve Boğaz boyunca sürüyor…
Kitapta neler var? Yolculuk boyunca anlatılanlardan bazılarını sıralarsam, bir fikir edinmenize yardımcı olacaktır.
Örneğin Galata meyhanelerinin eski canlılığı, İstanbul’un ilk otomobilinin gemiden Karaköy rıhtımına indirilmesi, İstanbul’un ilk trafik kazası, Çinili Rıhtımın Türk Denizcilik İşletmeleri binasına dönüşümü, tarihi hanların ve camilerin tarihçesi, Galata Mevlevihanesi, Çiçek Pasajı, Arkeoloji Müzesi, Topkapı Sarayı ve daha niceleri…
Kitap, daha ziyade gezi rehberi kıvamında. Anlatılan yerler hakkında çok ilginç bilgiler elde ediyorsunuz. Bence tek eksiklik, fotoğraf sayısının azlığı… Bunun dışında dört dörtlük olan bu kitabın İngilizce edisyonu bulunduğunu ekleyeyim. Yabancı arkadaşlarınıza hediye etmek için de güzel bir kitap bence.
İlyas Salman ve Şener Şen’in başrolü paylaştıkları Şekerpare filmini seven, bu kitabı da beğenir diyorum. 🙂 Yazarın üslubunu beğenirseniz, mutlaka “Evliya Çelebinin İstanbul’u” isimli kitabını da okuyun derim.
Jules Verne – 80 Günde Dünya Gezisi
O biiiiir klasik! (Beyaz Show hala devam ediyor mu bu arada?) Çocukluğumun mihenk taşlarından biridir. Kulüpte girdiği bir iddia sonucu yollara düşen İngiliz asilzadesi Phileas Fogg ve uşağıyla beraber dünyayı turluyoruz bu kitapta. Üstelik yalnızca 80 günümüz var. Jules Verne’in en büyük eserlerinden biri, eşsiz bir roman.
Hala okumamış olanlar varsa daha fazla geç kalmayın. Çocuğu olanlar için ise şöyle söyleyebilirim: Oğluma/kızıma acaba ne okutsam diye düşünmeye son!
İş Bankası Yayınları çevirisi şahsi önerimdir. İlkokuldayken, İki Yıl Okul Tatili ve Tom Sawyer’in Maceraları ile birlikte en sevdiğim kitaplardan biriydi. Hala öyledir diyebilirim.
Kolektif – Mimarlık
Gezip gördüğümüz yerlerde yer alan mimari yapılar adına her şeyi, kolektif yazarların hazırladığı bu kitapta bulacaksınız. Üstelik mimari akımların özellikleri ile beraber. Bu anlamda tam bir başucu kitabı.
Gezerken dışarıdan gördüğümüz, içlerine girip hayranlıkla seyrettiğimiz o kiliseler, katedraller, camiler, akropoller, şatolar, müzeler nasıl yapılmış, kimler tarafından tasarlanmış ve hangi akımın unsurlarını bünyesinde barındırıyor…
İşte bu soruların hepsi tek tek görsellerle zenginleştirilmiş biçimde bu mimarlık kitabı içinde yer alıyor.
NTV Yayınları tarafından basılan bu kitap kare şeklinde olduğu için çok yer kaplamaz ama biraz ağırca.
Eğer yeriniz varsa seyahatleriniz sırasında yanınızda taşırsanız gerçekten büyük iş görür..
Zira dünyanın her yerindeki eserler hakkında bilgiler barındırıyor. İster İtalya’ya gidin, ister Uzak Doğu’ya, ister Mısıra… Ben D&R’da indirimli reyondan satın almıştım. İnternet üzerinden siz de indirimli satın alabilirsiniz.
İlber Ortaylı – Eski Dünya Seyahatnamesi
Kitap daha çok sohbet diliyle yazılmış. İlber Hocanın çeşitli vesilelerle yaptığı yurt dışı gezileri, kişisel düşünceleri, gittiği yerler hakkındaki gözlemleri ve oralar hakkındaki bilgilerle zenginleştirilmiş bir biçimde sunuluyor.
Kitapta hangi ülkeler var? Kırım, Mısır, Yemen, Yunanistan, Arnavutluk, Bosna-Hersek, Rusya, İskoçya, Finlandiya, İran, İtalya, İspanya, Almanya, Çin, Japonya…
Görüldüğü gibi birçok farklı ülke hakkında yazıların olduğu, bence kolay okunabilen bir kitap. Roman gibi okumaktan ziyade, ara ara açılıp bölüm bölüm okunabilecek bir eser.
Saman kağıda basılmış olan kitabın ortasında ise kuşe kağıda basılmış olarak, kitapta adı geçen şehirlerden bazılarının güzel fotoğrafları var. Kitabın Makedonya ile ilgili kısmından ufak bir alıntı ekleyelim:
Balkanlar bizim tarihimiz. Manastırın küçük bir Orta Avrupa kasabasınınkini andıran ana caddesi, Manastır halkının bugün bile Fransızca ve piyanoya düşkünlüğü, oradaki askeri idadide okuyan genç Mustafa Kemal’in kültürel anlayışının nasıl şekillendiğini açıklıyor.
…Üsküp’ün çarşısı, minareleri, şehrin batı ucundaki Aziz Pantolomey Manastırı, Osmanlı kültür mirasının canlı bir resmini oluşturuyor.
Ben de, 2016 yılı Eylül ayının sonlarına doğru bir Makedonya turu yapmıştım. Üsküp ve Ohrid gezi yazılarıma buradan ulaşabilirsiniz: Üsküp Gezisi 1. Bölüm , Ohrid Gezisi 1. Bölüm
Kazuo Ishiguro – Günden Kalanlar
Sevdiğim bir başka roman. Kitap oldukça akıcı bir dille yazılmış bir defa. Bu anlamda ben bu eseri Dino Buzzati’nin Tatar Çölü isimli kitabına benzettiğimi belirtmeliyim. İkisi de sürükleyici. Okuyanı sıkmıyor.
2017 Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Kazuo Ishiguro, Japonya’da doğmuş olmasına karşın, çok erken yaşlarda İngiltere’ye gidip eğitimini burada tamamladığı için eserlerini İngilizce kaleme almış bir yazar.
Bu güzel romanında Ishıguro, İngiliz malikanelerinin eski ihtişamını yitirdiği zamanlarda görev yapan son baş uşaklardan Stevens’in, hem dışsal hem de içsel yolculuğunu anlatıyor.
Bu anlamda kelimenin gerçek manasıyla tam bir seyahat kitabı sayılamasa da, Günden Kalanlar kurgusu ve okuyucuda uyandırdığı dikkat ve merak duygusu ile ilgiyi hak ediyor.
İngiliz taşrasında bir yolculuğa çıkan Stevens, yol boyunca karşılaştığı insanları ve davranışları kendi kafasında yorumlarken, biz de onun yanına konuk oluyoruz.
Birkaç gündür aklımı kurcalayıp duran geziyi gerçekleştirme olasılığım giderek artıyor. Bay Farraday’ın Forduyla tek başıma çıkacağım bir gezi bu; tasarladığım kadarıyla, İngiltere’nin en güzel kırlık yörelerini aşıp güneybatı kıyılarına kadar sürecek, böylece Darlingon Malikanesinden 5-6 gün kadar uzak kalmama neden olacak bir yolculuk.
Evet, yazının birinci bölümü burada sona eriyor. Umuyorum okuduğunuz zaman siz de bu seyahat kitaplarını beğenirsiniz. Yazının ikinci bölümü ise burada: Seyahat Kitapları
Okumak isteyenler için, birkaç farklı yazım da burada:
- George Floyd ve Körelen Vicdanlar
- Takip Ettiğim Bloglar
- Nasıl Geziyorum?
- Yurt Dışı Seyahatlerinin Bana Kazandırdıkları
Gezivita Youtube kanalına da şöyle bir göz atabilirsiniz: Gezivita Youtube Kanalı
Blogtaki yazıları podcast şeklinde benim kendi sesimden dinlemek isterseniz, Spotify arama kutucuğuna Gezivita yazmanız yeterli.
Herkese keyifli seyahatler, bol kitap dolu günler!
(Fotoğraflar, yayın evlerinin kendi sayfalarından alınmıştır.)
Önerdiğin kitapların yarısını okumamışım! ilgi çekici öneriler ama, en kısa zamanda okumayı düşündüm. Özellikle Füruzan’ın kitabını. Sevgiler
Merhaba! Füruzan’ın kitabını özellikle tavsiye ediyorum. Tito sonrası Yugoslavya’yı biraz daha yakından anlamak adına da çok güzel bir kitap. Zaten başladıktan sonra bir çırpıda okunuyor. Selamlar.
Ovguler icin cok tesekkurler!
Sevgiler, selamlar
Okan
Merhaba! Asıl ben teşekkür ederim, oldukça faydalı bir kitap..
Selamlar.
Severim bende kitap okumayı..Sanırım ilk tercihimi Bir biyografiden yana kullanacağım.En kısa zamanda temin edip okuyacağım.Çok teşekürler..
Rica ederim, ben de yorum için teşekkür ediyorum.
Önerilerileriniz için teşekkürler. Bazılarını okudum bazılarını da temin edeceğim. Gezi yazarıyım. İlk kitabım (Adalar Ülkesinden Sahra Çölüne)’de Afrika ve Asya’da en az gelişmiş ve gelişmekte olan bazı ülkeledeki kabile yaşantılarını ve anılarımı anlattım. Benim öykülerime ortak olmak ister misiniz?
Merhaba. Öncelikle tebrik ederim! Bana onemkaan@gmail.com adresinden ulaşırsanız sevinirim.
Çok teşekkürler hepsi birbirinden güzel.
Ben tesekkur ederim yorum icin. Selamlar.
Beni G. Amerikaya aşık eden adam, Gabriel Garcia Marquez.
Ben henüz gidemedim. Okumak yetmiyor, gitmek, görmek de istiyorum..
Liste çok güzel. Okumadıklarımı not ettim. Listeye ben de şu aralar okuduğum bir kitabı ekleyeyim. Oya Aytemiz Seymen – Okunmayı Bekleyen Kentler.
Merhaba! Ben de kitap önerisi için çok teşekkür ediyorum! Bu sanırım yeni bir kitap, daha önce hiç duymamıştım. Çok iyi bir öneri oldu, selamlar.
Çocuklar için önerdiğim kitaplar var
Kitaplarımız:
Dedemin Bakkalı , Abartma tozu, Oh ne ala memleket, Cingo yazarı; Şermin Yaşar
Heidi Heckelbeck ile Kurabiye Yarışması Wanda Coven
Uçan Sınıf Erıch Kastner
Charlıe’nin Çikolata Fabrikası Roald Dahl
Orman Kitabı Rudyard Kipling
Oz Büyücüsü L. Frank Baum
Moby Dıck Herman Melvılle
Kiraz Ağacı ile Aramızdaki Mesafe Paola Perttı
Limon Kütüphanesi Jo Cotterıll
İşte bu harika bir katkı oldu! Çok teşekkürler! Yalnız bunların çoğu sanırım ben çocukken yoktu. İlk defa duydum. 🙂 “İsim olmazı” da ilk anda “İşim olmaz” olarak okudum. 🙂
Merhaba
Listedeki kitapların bazılarını okumamıştım. Not aldım onları. Bilgilendirme için teşekkürler
Bu arada ben de güncel bir kitap tavsiye edeyim. 800 km mutluluk – Muammer Yılmaz. Hem seyahat hem de hayata pozitif bakabilme için güzel bir kitap.
Merhaba. Yorum ve öneri için de çok teşekkürler. Benim de bu kitaptan haberim yoktu açıkçası, hemen not alıyorum.