İngilizce Kurs Tavsiyesi

İngilizce Kurs Tavsiyesi

Herkese merhaba!

Siz Fransızlara bakmayın, İngilizce günümüzde olmazsa olmaz! Kendisi de bir Fransız olan Flaubert bile Fransız burjuvazisinin snobluğun ve kendini beğenmişliğin merkezi olduğuna inanıyordu. O yüzden mutlaka İngilizce bilmek ve gerektiğinde kullanmak gerekiyor.

Ancak bizim ülkemizde İngilizcenin önemi ne yazık ki çok geç kavrandı. Ben ilkokuldayken (1990-1995) müfredatta ders olarak bile bulunmuyordu. Şimdilerde, sanıyorum ikinci sınıftan itibaren öğretiliyor. Çok geç kalınmış olmasına rağmen, doğru atılmış bir adım…

İngilizce, yurt dışına çıkmak isteyenleri düşündüren büyük bir engel aynı zamanda.

(Bir dakika! Sanırım bu bloğa ilk kez geliyorsunuz. Ve yolunuz tesadüfen buraya düştü. Doğru mu? Eğer öyleyse, önce kendim ve bu blog hakkında biraz bilgi vereyim isterseniz size => Gezivita)

Çevremden çoğu insanın, sırf İngilizce bilmediği için yurt dışına çıkmaya çekindiklerini veya çıkmaya karar verenlerin de dil bilmedikleri için tek alternatif olarak paket halinde satılan yurt dışı turlarını tercih ettiklerini gözlemliyorum.

(Benim gibi kendi gezi planınızı kendiniz yaparak da pekala gezebilirsiniz. Bu yazımda, tüm ayrıntılarıyla bunun nasıl yapılabileceğini anlattım mesela => Nasıl Geziyorum?)

Halbuki İngilizce, eğer sırf bu amaçla kullanacaksanız, seyahat esnasında belki de ihtiyacınız olan en son şeylerden biri. Zira Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde, neredeyse tek kelime İngilizce bilmeyen onlarca insanla karşılaştım. Özellikle Latin Amerikalılarla…

Hiç kimsenin İngilizce bilmediği şehirdeyim: Minsk/Belarus. Instagram: @Gezivita

Ko Lan Adası, Pattaya, Tayland

Kesinlikle abarttığım düşünülmesin, gerçekten hiç İngilizce kullan(a)mayan ve sürekli İspanyolca konuşan birçok gezgin gördüm.

Eğer bunlar taa Latin Amerika’dan kalkıp Avrupa’nın göbeğine kadar gelip burada gezebiliyorsa, siz neden yapamayasınız? Unutmayın, insanlığın ortak dili aynıdır: “Body Language” Yani vücut dili.

Aslında çok tuhaf bir durumla karşı karşıya olduğumuzu düşünüyorum ben. Simple Present Tense öğrenen veya topu topu üç ay İngilizce kursuna giden herkesin, CV’sine gözü kapalı “İyi derecede İngilizce bilir” ifadesini rahatlıkla yazabildiği bir ülkede yaşıyoruz.

Bu anlamda karşılaştığım manzara biraz tuhaf ve ortada bir çeşit paradoks var ama neyse…

İstanbul İngilizce kursu önerisi

İngilizce öğrenmek sanıldığı kadar zor değil aslında. Bir İtalyanca ile kıyaslarsak örneğin… (İtalyanca hakkındaki şu yazıma göz atabilirsiniz yeri gelmişken: İtalyanca)

Kabul ediyorum, İngilizce kurs fiyatları biraz pahalı. Buna rağmen, artık günümüzde tek bir yabancı dilin bile kimi durumlarda yeterli olmadığı gerçeğiyle yüzleştiğimizde, vakit geçirmeksizin harekete geçilmesi gerektiği açık.

İmkanlar elverdiği ölçüde (zaman, maddi durum vs.) hiç geciktirmeden İngilizce öğrenmek şart. Günlük hayatta kullanmasanız bile bir gün mutlaka işinize yarayacak. Ayrıca şunu unutmayın: Öğrenmenin yaşı yok!

İngilizce Kurs Tavsiyesi

Çevremden gelen ve son zamanlarda sayısı giderek artan, “Hangi İngilizce kursunu tavsiye edersin?” “En iyi İngilizce kursu hangisi? “İngilizce kurs tavsiyesi var mı?” sorularına karşılık olarak bu yazıyı yazmaya karar verdim.

Açıkçası yurt dışı seyahatlerimin çoğunda, karşılaştığım yabancıları Türk olduğuma inandırmak pek kolay olmuyor. Zira hemen herkes, kullandığım İngilizcenin pürüzsüz, aksansız (Türk aksanı kastediliyor burada elbette) ve çok iyi olduğunu söylüyor.

Artık Kanadalı, hatta Amerikalı olduğumu düşünenler mi dersiniz, ne ararsanız var. Tip olarak da nedenini bilmiyorum ama ilk olarak İtalyanlara benzetiliyorum.

Instagram: @Gezivita

Kendimi de bu kadar övdükten sonra, İngilizceyi nerede ve nasıl öğrendiğimi anlatıp, bireysel tecrübelerime dayanarak, bizzat gittiğim ve oldukça faydasını gördüğüm bir kursun yanı sıra, son derece farklı bir eğitim metodu kullanan birkaç kurstan daha bahsedeceğim size bugün.

İstanbul İngilizce kursu arayanlar için Akademik Yabancı Dil Kursu ve Boğaziçi Üniversitesi İngilizce Kursu iki güzel alternatif olarak öne çıkıyor.

Bunun yanı sıra, konuşma ağırlıklı İngilizce özel dersleri sunan Grammarchat İngilizce‘yi tavsiye etmek istiyorum.

Kendi web sitesine buraya tıklayarak, Grammarchat ile ilgili detaylı tanıtıcı yazıya ise buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz => Grammarchat ile İngilizce

Sizi fazla sıkmadan, kısaca kişisel İngilizce geçmişimden çok kısaca bahsedip esas konuya gelmek istiyorum hemen.

Zira İngilizce kursu ile ilgili bilgileri vermeden önce kendi kişisel geçmişimi açıklamak bütünleyici olacak.

İngilizce seviyeleri

Ben, bütün öğrenim hayatını devlet okullarında geçirmiş biriyim. Benim zamanımda (Bu kelime grubu da insana kendini iyice yaşlı hissettiriyor) ilkokul beş, ortaokul ve lise üçer seneydi. Üstte yazdığım şekilde, ben ilkokuldayken İngilizce dersimiz bile yoktu.

Devlet okullarında, üç sene ortaokul ve yine üç sene de lise olmak üzere, haftada yanlış hatırlamıyorsam iki saat verilen İngilizce ne kadar verimli olabilirse o kadar öğrendim. Yani doğrusu pek bir şey öğrenmedim…

İngilizceyi esas öğrendiğim yer ise İngilizce kursları oldu. Toplamda yaklaşık altı senelik bir kurs tecrübem var. Buraya dikkatinizi çekmek istiyorum. Bu, oldukça uzun bir süre. Her şey bir anda şıp diye olmuyor yani.

Ortaokulda üç sene, kendi yaşadığım ilçe olan Avcılar’da (ALFA Dershanesi) ve lise birinci sınıfta da bir sene Bakırköy’de (Gök-Dil) olmak üzere, kesintisiz dört yıl üst üste kursa gittim.

Bu İngilizce kurs deneyimi, üniversite birinci sınıfa başlarken girdiğim yabancı dil muafiyet sınavından rahatlıkla geçmemi ve üniversitede birçok öğrencinin kabusu haline gelen İngilizce dersinden muaf olmamı sağladı mesela. Ancak sonrası uzunca bir ara…

Böylece, üniversiteye başlarken Intermediate seviyesinde bıraktığım İngilizcemi hem toparlamak hem de bir üst aşamaya geçirmek için, 2011 yılının Eylül ayında Boğaziçi Üniversitesi YADYOK (Yabancı Diller Yüksek Okulu) tarafından düzenlenen İngilizce kursuna kayıt oldum.

Sizlere de işte bu kursla ilgili kişisel tecrübelerimi ve burada verilen eğitim ile ilgili detayları aktaracağım. Ancak buna geçmeden hemen önce, ilk olarak Akademik Yabancı Dil Kursu hakkında bazı bilgileri paylaşmak istiyorum.

İstanbul İngilizce Kurs Önerisi

Akademik Yabancı Dil Kursları

Çeyrek asır önce eğitim hayatına başlayan ve 2005 yılında Londra’da Master Academy adında bir dil okulu açan Akademik Yabancı Dil Kursları, Türkiye’de yetişkinlere özgü olarak oluşturulmuş yayınları ve özel müfredatı ile öne çıkan ilk dil okuludur. Alanında uzman native speakers öğretmenleri ile aktüel konu içeriklerini kapsayan özgün yayınları, bu platformu diğerlerinden bir adım daha öne çıkarıyor.

Akademik Yabancı İngilizce kursu yetişkinlere özgü oluşturmuş olduğu aktüel konu içerikli (ekonomi, teknoloji, bilim, spor, edebiyat, mühendislik, genel kültür vb.) yayınları ile konuşma, dinleme, okuma ve yazma becerilerini en üst düzeye çıkartmaya yardımcı oluyor. İngilizce eğitiminin yanı sıra diğer dillerde de (İspanyolca, İtalyanca, Rusça, Fransızca, Almanca) farklı eğitim içeriği ve alanında uzman eğitmen kadrosuyla temel becerilerini aktif bir biçimde kullanabilen bireyler yetiştiriyor.

Ayrıca Türkiye’de ve dünyada geçerliliği olan YDS, Yökdil, IELTS, TOEFL, TOEIC, SAT, GMAT, ITEP gibi birçok farklı sınava yönelik yapmış olduğu stratejik eğitim programında, alanında uzman, yüksek skor elde etmiş eğitmenleri ve kapsamlı yayınları ile eğitim veriyor. Okulun; İstanbul, Bursa, Ankara, Eskişehir ve İzmir gibi Türkiye’nin birçok ilinde şubeleri bulunuyor.

Türkiye’de ilk kez canlı stüdyo konsepti ile en kapsamlı online dil platformu İngilizce Uzem ile beraber pek çok üst düzey yönetici, mühendis, iş adamı, akademisyen, öğretim görevlisi, doktor, avukat vb. meslek kollarında görev alan kursiyerlerin dil becerilerine ciddi katkılar sunuyor.

Akademik Yabancı İngilizce kursu çeyrek asrı aşkın eğitim tecrübesi, kuruma özgün olarak hazırlanmış özel yayınları ve alanında uzman native speakers eğitmenleri ile İngilizce’ye dair tüm detayları; speaking, reading, listening ve writing olarak dört temel dil becerisini geliştirmeye odaklanarak sunuyor.

Ayrıca yine bu okulun dilediğiniz yerden, dilediğiniz zaman, birçok farklı aplikasyondan takip edebileceğiniz, stüdyodan canlı eğitim olarak verdiği İngilizce online dil kursu da mevcut. (Detaylar için lütfen buraya tıklayın: İngilizce Uzem Onlıne Dil Kursu )

Boğaziçi Üniversitesi İngilizce Kursu (YADYOK)

Gelelim Boğaziçi Üniversitesi Yabancı Dil Kursuna… Boğaziçi Üniversitesi tarafından verilen İngilizce Dil Kursları üçe ayrılıyor: Genel İngilizce, Yoğun İngilizce ve İş İngilizcesi. Benim de gittiğim genel İngilizce kursu toplam 11 kurdan oluşuyor.

  • Başlangıç Seviyesi (1, 2, 3)
  • Orta Seviye (4, 5 , 6, 7)
  • İleri Seviye (8, 9, 10, 11)

Kayıt olmak için gittiğinizde, seviyeniz ne olursa olsun önce yazılı bir sınava giriyorsunuz. Bunun neticesinde çıkan sonuca göre bir kura yerleştiriliyorsunuz.

Ben bu sınav neticesinde 5. kurdan (Orta Seviye 2, yani bir diğer deyişle Intermadiate 2) başladım. Dersler başladığında, aslında anlatılan konuların çoğunu, daha önceki kurs deneyimimden bildiğimi fark ettim.

6. veya 7. kurdan başlasam da olurmuş. Buna rağmen uzunca bir süre sonra bazı şeyleri baştan tekrar etmek gerçekten çok iyi oldu.

Her bir kur 10 hafta sürüyor (Yaklaşık 3 ay) ve kur devam ederken iki tane sınav yapılıyor. Birine vize diğerine final diyebiliriz. Her ikisinin de ağırlığı %5o ve 7. seviyeye kadar geçme notu 60 puan.

7. seviyeden yani orta düzeyin son basamağından, ileri seviyenin ilk kuruna geçmek için ise ortalamanızın 70 olması gerekiyor. İleri düzey kurlarında ise geçme notu 65 oluyor.

Kur içinde yapılan sınavlar neticesinde, şayet geçme notunu alamazsanız bir üst kura devam edemiyorsunuz.

Açıkçası bu benim oldukça önem verdiğim ve çok doğru bulduğum bir uygulama. Zira bireyler kurslara, çok değerli olan vakitlerini ve maddi imkanlarını harcayarak belirli bir takım bilgiler elde etmek için giderler.

Geçme notu zorunluluğu, bu anlamda bireyi disipline eden bir süreç yaratıyor burada. (Douglas McGregor’un X tipi insan modelinin bize oldukça uyduğunu düşünüyorum, bunu da not düşmek isterim buraya.)

Bazı kurslarda böyle bir zorunluluğun olmadığını görüyorum. Bu, ileri seviyelerde sınıf içinde çok ciddi düzey farklılıklarına da yol açabiliyor. Bu görüşe elbette katılmayanlar olabilir ama nihayetinde bu, şahsi kanaatimce çok da sağlıklı bir durum değil. Üstelik son tahlilde öğrencinin aleyhine değil lehine…

Derslere devam zorunluluğu diye bir şey hatırladığım kadarıyla yok ama yabancı dilin süreklilik gerektirdiği malum. Ben 1,5 yılı aşkın İstanbul İngilizce kurs eğitimim süresince, toplamda sadece iki veya üç ders kaçırdım. O da hasta olduğum için.

Dersliklerden biraz bahsetmek gerekirse, hepsinin ferah ve maksimum 20-25 kişilik sınıflar olduğunu söyleyebilirim. Zaten kurlar ilerledikçe gelen kişi sayısı da otomatikman azalacaktır.

Bir diğer önemli konu hocalar… Kurs eğitmenleri, Boğaziçi Üniversitesinin kendi öğretim elemanlarıdır. Bu da ciddi bir fark yaratan başka bir unsur.

Çevrenizden mutlaka duymuşsunuzdur. Ticari işletme olan İngilizce kurslarının bazıları Afrika veya Orta Doğu kökenli hocalar çalıştırır. Burada böyle bir manzarayla karşılaşmayacağınız kesin.

Bunun dışında, her kur sonunda hoca mutlaka değişir. Üst üste aynı hocayla devam etmezsiniz. Ya da aynı hocayla üst üste en fazla iki kur yaparsınız.

Hocalar derslerde neredeyse hiç Türkçe konuşmazlar ve aynı şekilde öğrencileri İngilizce konuşmak için teşvik ederler. Konuşmanın yanı sıra dinleme alıştırmaları da yapılır. Bol bol çalışma kağıdı ve alıştırma verirler. Hala bir tomar alıştırma kağıdı kütüphanemde duruyor…

İngilizce kurs önerisi

2011 Eylülünden 2013 başına kadar bu kurslara devam ettim ve 9. kur sınavından başarıyla geçtiğim halde 10. kura başlamadım. Tabii bunun birkaç sebebi var.

Her hafta sonu iki gün, sabah erkenden Avcılar’dan kalkıp Rumeli Hisar Üstüne gidip gelmek yorucu olmaya başlamıştı. Ancak bunun ötesinde, artık gramer olarak öğrenebileceğim pek bir şey kalmamıştı.

Açıkçası geldiğim noktanın bana yeteceğine karar verdim ve kursu o noktada kendi isteğimle bıraktım.

YDS Sınav Sonuç Belgesi

Nitekim 2014 yılındaki YDS sınavından 71 aldım. Her ne kadar bu sınav İngilizce yeterliliğini ölçmede tüm yönleriyle kapsamlı bir sınama sınavı olmasa da (Çünkü IELTS veya TOEFL gibi speaking, listening, writing gibi bölümleri yok ve dil yeterliliği sadece testle ölçülmez.) bu neticeye ulaşırken, Boğaziçi Üniversitesi Yabancı Dil Kursunda edindiğim bilgilerin ve geçirdiğim zamanın etkisi çok büyük oldu.

Bu bir buçuk seneyi aşkın zaman diliminde kursa hiç gitmemiş olsaydım, muhtemelen bu seviyede olamayacaktım.

Ancak özellikle yabancı dil öğreniminde unutulmaması gereken çok önemli bir şey var. Hangisi olursa olsun, kurslar size her şeyi öğretip sihirli bir değnek değmiş gibi bir anda konuşturamaz!

Üstte de yazdığım gibi, oldukça uzun yıllar süren bir emek var ortada. İş tamamen öğrencide bitiyor. Burada bir virgül koyup, konuyla ilgili geçenlerde okuduğum bir kitaptan çok değişik bir anekdot paylaşacağım.

Buraya dikkat buyurunuz lütfen, hem İngilizce kurs tavsiyesi veriyorum hem de sizi İngilizce öğrenmek konusunda motive ediyorum.

Instagram’da seri like yapmayı bırakalım, kitap okuyalım, ders çalışalım.

Olay, 1818 yılında bir Fransız edebiyat öğretmeninin başından geçer. Fransız edebiyat okutmanı olan Joseph Jacotot, kendi isteği dışında -biraz da mecburi sebeplerden ötürü- öğretmenlik yapmak için Hollanda‘ya gider.

Öğrencileri, başından itibaren yeni hocalarını çok sever ancak ortada büyük bir sorun vardır: Ne öğrenciler Fransızca bilmektedir, ne de Jacotot Hollandaca…

Tesadüfen, tam da bu sıralarda Francois Fenelon’un (Fransız yazar) Telemeque isimli eseri (Bu kitap, bizim edebiyatımız için de son derece önemli bir yapıttır zira Telemak Türkçe’ye çevrilen ilk romandır.) her iki dilde de basılır.

Bu, Jacotot ve öğrencileri için büyük bir fırsat yaratır. Nitekim kahramanımız sıra dışı bir şeyi dener ve öğrencilerinden bu çift nüshayı karşılaştırarak okumalarını, daha sonra da okudukları kitap hakkındaki düşüncelerini sadece Fransızca olarak özetlemelerini ister!

Herhangi bir Fransızca alt yapısı olmayan, kendilerine temel olarak hiç bir şey anlatılmayan (ne fiil çekimleri ne de imla) öğrencilerin umulmadık başarısı Jacotot’u hem şaşırtır hem de sevindirir. Ve şöyle der:

Demek ki, başarmak için tek gereken istemekti. Demek ki her insan başkalarının yaptığı ve anladığı her şeyi anlamaya potansiyel olarak kadirdi.

Akademisyen ve bilim insanı Douglas K. Detterman imzalı bir makale, son elli yılda, gelişmiş bazı ülkelerde yapılan araştırmalarda, öğrencilerin okul başarılarını etkileyen ana faktörün eğitim alınan okul veya öğretmen olmadığını, aksine, öğrencilerin kendisinden kaynaklandığını gösteriyor. (Bu İngilizce makale şurada: Education and Intelligence )

Burada aklıma hemen, ünlü Rus eğitim bilimci Vassili Suhomlinski’nin, “merak duygusunun öğrenmenin temeli” olduğu fikri geliyor mesela. Jacotot da aslında öğrencileri “Fransızca öğrenme azimleriyle” baş başa bırakmıştı…

(Bu kitabın -Cahil Hoca- tanıtımının da yer aldığı, “Okuduğum Kitaplar” başlıklı videomun linkini de vererek şimdi tekrar ana konuya dönüyorum: Okuduğum Kitaplar)

Bir dili öğrenirken aynı zamanda kullanmak da gerekiyor.

Mesela ben, yabancı arkadaşlarımla Skype, Zoom, Instagram ve Whatsapp aracılığıyla sürekli görüşüyorum, mail yazışmaları yapıyorum ve hepsinden önemlisi yurt dışı gezilerimde İngilizceyi zaten aktif olarak sürekli kullanıyorum.

Siz de örneğin sinema filmlerini, Netflix dizilerini (Okumak isteyenler için, ünlü Netflix dizisi The Queen’s Gambit hakkındaki yazım da burada: The Queen’s Gambit ve Satranç) Türkçe dublaj yerine alt yazılı izleyerek hiç olmazsa kulak dolgunluğu oluşturabilirsiniz.

Bunun yanı sıra hangi seviyede olursa olsun İngilizce öykü kitapları okumak faydalı olacaktır.

İngilizce seviyeleri örnek tablo

Eğer imkanınız varsa, en iyisi hiç kuşku yok ki yurt dışı İngilizce dil okulu. Yurt dışında eğitim almak kulak dolgunluğunu da zaten kendiliğinden beraberinde getirecektir.

Ayrıca öğrenirken mecburen günlük hayatta konuşmak/pratik yapmak durumunda da kalacaksınız. Bu da öğrenmeyi ciddi biçimde hızlandırır.

Türkiye’de Londra’da dil okulu olan tek yabancı dil kursu olan Akademik Yabancı Dil Kursları burada da imdadımıza yetişiyor. Kursa kayıt yaptırırsanız, İngiltere’nin başkenti Londra’daki bu dil okulunda ücretsiz eğitim alma şansınız da var.

Bu dilin ana vatanında geçireceğiniz süre ile birlikte, bir süre sonra İngilizce konuşmak sizin için adeta bir refleks haline gelecek ve akıcı bir konuşma yetkinliği elde edeceksiniz.

Tüm bunların yanı sıra, İngilizce yayın yapan Youtube kanallarına abone olmak fayda sağlayacaktır. Burada da İngilizce öğretmeni olan Adam’ın güzel videoları var, onlara da bakabilirsiniz =>>> Adam’s English Lessons

Cep telefonunuza Tureng aplikasyonunu indirip kullanabilirsiniz. Bunun dışında Collins‘in online ve basılı sözlüğü çok işe yarar. Cambridge Sözlük ve Oxford Dictionary de bir diğer faydalı web sayfası olarak karşımıza çıkıyor.

Ve belli bir seviyeye ulaştıktan sonra (Örneğin Boğaziçi Üniversitesi dil kurslarına göre söylersem bu 6. veya 7. seviye, diğerleri için B2) mutlaka ama mutlaka İngilizce-İngilizce sözlüğe geçin!

İnanın iki kat daha verimli olacak! Bir kelime öğrenirken başka kelimeleri de öğreneceksiniz.

İngilizce İngilizce sözlük olarak da, uzun yıllardır kullandığım Oxford Wordpower‘ı tavsiye ederim. Üstte linkini verdiğim online Cambridge Sözlük de kelimelere İngilizce açıklamalar getiriyor.

Şimdi… YDS, YÖKDİL, E-YDS, IELTS veya TOEFL gibi sınavlara hazırlanmayı düşünenler! Bana doğru biraz daha yaklaşın lütfen!

Sizin için de bazı önemli önerilerim olacak. Şayet bu sınavlara hazırlanıyorsanız veya yakın zamanda hazırlanmayı düşünüyorsanız, özellikle YDS hazırlık süreci ile ilgili yazmış olduğum bu yazıya da hemen bir göz atın =>>> YDS Taktikleri

Son olarak, Boğaziçi Üniversitesi YADYOK tarafından düzenlenen İngilizce dil kursları ile ilgili diğer detaylı bilgilere ise (Ücretler, ödeme şekli vb.) buradan ulaşabilirsiniz diyerek, İngilizce kursunun linkini vereyim: İngilizce Kursu

İstanbul İngilizce özel ders için, istediğiniz her an bana rahatça ulaşabilirsiniz: onemkaan@gmail.com (Genel İngilizce özel ders tecrübem var. Zoom üzerinden, bulunduğunuz her yerden online ders yapabiliriz.)

Okumak isteyenler için birkaç farklı yazımı da buraya bırakıyorum.

Siz şu an bu yazıyı okuduğunuza göre İngilizce kursu hakkında bilgi almak için buraya geldiniz ama bakarsınız seyahat ve gezi ile ilgili yazılarım da ilginizi çeker.

Hem belki de bu yazılar bir sonraki seyahatinize ilham verir, sizi gezmeye teşvik eder. Kim bilir? Öyleyse şöyle buyurun, alttan istediğinizi seçin lütfen:

Burada Gezivita Instagram hesabının linki var: Gezivita Instagram

Gezivita Youtube kanalı => Gezivita Youtube

Herkese bol şans!

Good luck!

20 Comments

  1. Ali murat Demir 21 Şubat 2017
  2. Sadi 26 Kasım 2017
    • Kaan Önem 26 Kasım 2017
  3. İlber Tortop 1 Kasım 2019
    • Gezivita 1 Kasım 2019
  4. Ercan Ali 3419 7 Kasım 2019
  5. harun canlı 25 Aralık 2019
  6. Saltukhan 17 Eylül 2020
  7. Seda 22 Eylül 2020
    • Gezivita 22 Eylül 2020
  8. Elif Özdemir 8 Ekim 2020
  9. ASLI NUR KAPLAN 12 Ekim 2020
    • Gezivita 13 Ekim 2020
  10. Boş Sigara 20 Aralık 2022
    • Gezivita 20 Aralık 2022
  11. Sarindaaaa 12 Eylül 2023
    • Gezivita 12 Eylül 2023

Leave a Reply

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.