Pera Müzesi

Pera Müzesi

Herkese merhaba!

İstanbul’da en sevdiğim bölgelerden biridir Galata ve Pera.

İlhan Berk’in, bölgeyi, sokakları, yapıları ve yörenin insanlarını anlatan, aynı isimlerle yayınlanmış harikulade iki kitabı vardır. Henüz okumadıysanız mutlaka bir bakın derim. (Bu kitaplarla ilgili daha fazla bilgi için şu yazıma göz atabilirsiniz: Seyahat Kitapları)

Peki ben Galata ve Pera bölgelerini neden böylesine çok severim? Hemen söyleyeyim. Geçmişten bugüne miras kalan kendine has kozmopolit yapısı, çok kültürlü ortamı, insan çeşitliliği ve mimari zenginliği beni her zaman kendisine hayran bırakmıştır da ondan…

Yelda Türedi, kendisinin bizzat çevirdiği, Brendan Freely ve John Freely tarafından yazılan, “Galata, Pera, Beyoğlu: Bir Biyografi” kitabının ön sözünde bu ortamı çok güzel betimler:

Beyoğlu’nda St. Antuan’da ney dinleyebilir, Çin Yılbaşı’nı kutlayabilir, Picasso sergisi gezebilirsiniz ya da hep görmek istediğiniz Tolstoy tablosuna rastlar, genç bir İtalyan sanatçının enstalasyonlarını görürsünüz.

Bir Kazak filmi seyredip sabaha kadar sokak festivalinde salsa yapabilirsiniz; belki bir gün bir dans okulunun önünden geçerken tango öğrenmeye karar verir, Asmalı mescitte bira içerken bir Kolombiyalıdan hiç duymadığınız gerçekleri dinleyebilirsiniz, yeni çıkan bir kitabı hevesle kapıp eve gitmeyi beklemeden mangalda pişmiş kahvenizle sırtınızı duvara verip okumaya başlayabilirsiniz.

Aşıklar sokakta kavga eder, sokakta öpüşüp barışırlar burada, çakırkeyif üniversite öğrencileri çok eskilerden bir şarkıyı söyleyerek geçer, homoseksüeller korkmadan el ele tutuşabilir, birileri fazla kaçırmış deliler gibi ağlıyordur, bir gün nükleer reaktörleri, bir gün hayvan haklarını, neye karşıysanız, neden rahatsızsanız onu protesto edersiniz, bütün seslere açıktır Beyoğlu, kapılarını kimseye kapamaz.

İşte Suna ve İnan Kıraç Vakfı tarafından 2005 yılında açılan Pera Müzesi, burayı zenginleştiren mekanlardan yalnızca biri.

Müze, çok çeşitli kültür ve sanat etkinliklerine ev sahipliği yapıyor. Örneğin Pera Müzesi film gösterimleri, ilk aklıma gelen faaliyet. Gösterimlerin kimisi ücretsiz kimisi ise ücretli olabiliyor.

Bunun yanı sıra atölye çalışmaları yapılır, konserler düzenlenir burada. Hatta beni pek ilgilendirmese de, müzenin çocuk eğitim programları bile var. Çocuklu ailelerin dikkatine sunulur!

Burayı aslında özellikle yüksek lisans yıllarımda sıkça ziyaret ederdim. Çok film izlemişimdir vaktiyle.

Pera Film gösterimleri kapsamında, bundan yıllar önce seyrettiğim ve etkisinden kolayca çıkmanın pek mümkün olmadığı Ingmar Bergman’ın “Fısıltılar ve Çığlıklar” isimli filmini de, hala dün izlemiş gibi anımsarım mesela.

Müzenin kafe bölümünde zaman zaman ücretsiz konserler düzenlenir.

Yine yıllar öncesinde bir defa, bir yılbaşı konserine gittiğimi de anımsıyorum burada. Ortadaki kocaman piyano ise, çoğu kimse bilmese de, aslında dünyaca ünlü sanatçı Maria Callas’a aittir.

Pera Müzesi Sergileri: Kesişen Dünyalar: Elçiler ve Ressamlar

Müzenin en öne çıkan özelliği ise resim koleksiyonları ve sergiler.

Pera Müzesini en son pandemi öncesinde ziyaret etmiştim ve dikkatimi en çok, Oryantalist Resim Koleksiyonu içerisinde yer alan harika tablolar çekmişti. Buradaki, “Kesişen Dünyalar: Elçiler ve Ressamlar” başlıklı sergi, tam da aradığım cinstendi doğrusu.

Pera Müzesi

Fransa’nın İstanbul büyükelçisi Antoine Edouard Thouvenel. Fotoğraf www.peramuzesi.org.tr adresinden alınmıştır.

Burada sergilenen resimler elçi portreleriydi ve içlerinde benim en çok dikkatimi çeken, 18. yüzyılda, Osmanlı İmparatorluğu tarafından yurt dışına gönderilen elçilerle ilgili resimler oldu.

1727 yılında Sadrazam Damat İbrahim Paşa tarafından görevlendirilen Közbekçi Mustafa Ağa, yirmi üç kişilik maiyetiyle beraber gittiği Stockholm’de, bir yıldan daha uzun bir süre kalır.

İsveç

Stockholm, İsveç

Stockholm. Instagram: @Gezivita

Gidişinin esas nedeni, 1709 yılında Osmanlı’ya sığınıp beş yıl süreyle Türk topraklarında yaşayan, kendisine maaş bile bağlanıp borç para verilen İsveç Kralı Demirbaş Şarl’dan alacakları tahsil etmektir.

Ancak beklenen olmaz ve heyet temenniler ve iyi niyet ifadeleriyle yurda dönmek zorunda kalır.

Fotoğraf www.peramuzesi.org.tr adresinden alınmıştır

Daha sonra, bu kez 1732’de Mehmed Said Efendi aynı görevle yola çıkar. O da aynı Közbekçi Mustafa Ağa gibi, o dönem 25000 kuruş olan borcu tahsil edemeyip eli boş geri gelir.

Yazmış olduğu sefaretnamesinde, İsveç ile ilgili bilgileri ve Stockholm’e dair gözlemlerini anlatır.

Közbekçi Mustafa Ağa ve Mehmed Said Efendi, maiyetleriyle beraber dönemin ünlü ressamı Schröder tarafından yapılan portrelere konu olurlar böylece. Bu borç sorunu ise daha sonraları Osmanlı İmparatorluğuna verilen bir savaş gemisi ve silahlarla çözüme kavuşur.

(İsveç Kralı Demirbaş Karl’ın hikayesi ile ilgili kimi detayları, kendi hazırlamış olduğum, Stockholm gezi notları yazısı içerisinde bulabilirsiniz => Stockholm Gezi Rehberi)

Yusuf Agah Efendi ise, 1793 yılında, Osmanlı Devletinin ilk daimi elçiliğinin açılması vesilesiyle İngiltere’de görevlendirilmiştir. 3. Selim saltanatına denk gelen bu dönemde, Agah Efendi dört yıl süreyle elçilik görevini icra etmiştir.

O da kendinden önce yurt dışına giden meslektaşları gibi, döndükten sonra İngiliz parlamentosu ve siyasi kurumlarını da içeren bilgilerin yer aldığı, Havadisname adı verilen bir rapor hazırlamıştır.

18. yüzyılla beraber Pera’daki elçiliklerin etrafında daha hareketli bir yaşam başlar. Bu da ressamların ve elçi portrelerinin sayısını artırır.

Aslında sizin şu an okumakta olduğunuz bu yazıyı hazırlayıp burada yayınlamaya karar verişim biraz ani oldu. Buna sebep olan şey de, tam da az önce bahsettiğim Mehmet Said Efendi ile ilgili okuduğum akademik bir makale.

Doktora tezim için, dergipark’ta NATO ile alakalı makaleleri incelerken, bu makale karşıma nasıl çıktı, nerden geldi, inanın ben de anlayamadım doğrusu. Ama iyi ki çıkmış diyebilirim, işte bu yazı da bu sayede ortaya çıktı çünkü…

Pera Müzesi

Osmanlı İmparatorluğunda elçiler çok çeşitli vesilelerle yurt dışına gönderilirdi: Barış antlaşmaları yapmak, gittikleri ülkenin Osmanlı ile ilgili politikalarını öğrenmek, alacak tahsil etmek…

Sefaretname, elçilerin dönüşte padişaha sundukları bir çeşit rapor oluyor. Ayrıca elçiler, giderken yanlarında çeşitli hediyeler de götürürdü.

Sizin de ilginizi çekebilir düşüncesiyle, daha detaylı bilgilerin yer aldığı bu makalenin linkini burada paylaşıyorum. Arzu edenler tamamını inceleyebilir: İsveç’te Bir Osmanlı Elçisi: Mehmed Said Efendi

Bu sergiyi görmeden önce, kimi bilgilere göz atmak faydalı olacaktır. Şimdi müze ile ilgili bazı başka bilgileri vermeye devam etmek istiyorum.

Kaplumbağa Terbiyecisi başta olmak üzere, Osman Hamdi Bey yapıtları müzenin ikinci katında sergileniyor.

Hem Bağdat hem de Paris’te uzun süre yaşadığı için, Doğu ve Batıyı görme, karşılaştırma yapma ve sentez elde etme şansına sahip olan Osman Hamdi Bey, öğrenciliği sırasında Louis Pasteur ile sınıf arkadaşlığı da yapmıştır. Çalışmaları gerçekten son derece dikkat çekici ve görülmeye değer.

Kütahya Çini ve Seramikleri koleksiyonu ile Anadolu Ağırlık Ölçüleri koleksiyonu da müzede görebileceğiniz diğer koleksiyonlar.

Özellikle Kahve Molası başlıklı sergide, “Eski yüzyıllarda kahve yapımı ve sunumu nasıldı?” türünden sorulara yanıt bulacak, Türk kahve kültürünü eski fincanları da inceleyerek biraz daha yakından tanıyacaksınız. Ben, hiç bilmediğim ilginç bilgiler edindim.

Pera Müzesi

Pera Müzesi pazartesi günleri ziyarete kapalı. Salı-Cumartesi arası 10:00-19:00, pazar 12:00-18:00 saatleri arasında açık. Her cuma 18:00 ile 22:00 saatleri arasında giriş ücretsiz.

Genç Çarşamba kapsamında, Pera müzesi ziyareti ve film gösterimleri, çarşamba günleri tüm öğrencilere ücretsiz.

Pera Müzesi giriş ücreti ise tam 25, indirimli 10 TL (Mart 2022 fiyatlarıdır.) Peki, Pera Müzesi nerede? Pera Müzesi Meşrutiyet Caddesi üzerinde, Tepebaşı’nda yer alıyor. Ulaşım çok kolay.

Okumak isteyenler için iki yazımı daha buraya bırakıyorum. Biri Kuzey İtalya’nın güzel şehirlerinden biri olan Bologna hakkında:  Bologna’da Bir Gezinti

Burada ise, İstanbul’da gezip görebileceğiniz başka güzel mekanlar var: İstanbul’da Gezilecek Yerler

Keyifli bir müze gezisi dileklerimle, sevgiler, selamlar.

Leave a Reply

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.