Zeyrek Çinili Hamam
Herkese merhaba.
Başlığı görünce biraz şaşırmış olabilirsiniz. Zira hem hamam hem de müze olan bir yerden bahsediyoruz.
Aslında bu tek örnek de değil. Mesela daha önceki bir yazımda, Ortaköy Kethüda Hamamı’ndan da bahsetmiştim => Ortaköy Kethüda Hamamı
Zeyrek Çinili Hamam Müzesi, isminden de anlaşılacağı üzere İstanbul Fatih’te, Zeyrek Mahallesi’nde bulunan ve tarihi 15. yüzyıla dek uzanan bir hamam.
Yapı, bugün ise hem hala bu klasik işlevini sürdürerek hamam hizmeti sunuyor hem de müze olarak kullanılıyor. Hatta kimi zaman çeşitli sergilere de ev sahipliği yapıyor.
Yukarıdaki fotoğrafta da gördüğünüz gibi, içeri girdiğiniz zaman, sarnıç kısmında süreli sergilere denk gelebilirsiniz.
Az ileride buna tekrar döneceğim.
Müze kısmı ise yapının tarihi hakkında bilgi edindiğiniz kısım. Bir de dediğim gibi, esas hamam kısmı var.
Çinili Hamam
Çinili Hamam, Osmanlı İmparatorluğu döneminde, iç duvarlarını süsleyen harika çiniler sebebiyle bu ismi almış. Müzeyi gezdiğinizde, bu çinilerin çoğunu göreceksiniz zaten.
Ancak ne yazık ki, 19. yüzyıldan itibaren, özellikle 2. Abdülhamit döneminde, bu çinilerin çoğu, yerlerinden sökülerek satılmış. Kimisi de zamanla kaybolmuş.
(Hazır 2. Abdülhamit demişken, kendisini ve dönemini anlatan güzel bir kitap tavsiyesinde bulunmak istiyorum size. Buyurun videoma öyleyse: Okuduğum Kitaplar)
Günümüzde, satılan parçaların bazıları yurt dışındaki çeşitli müzelerde sergileniyor. Arkeolojik kazılarda bulunanlar yani geride kalanlar ise işte burada, müzenin içinde gördüklerimiz…
Geriye kalan bu yaklaşık 3000 adet irili ufaklı çini parçası, hamamın mavi-beyaz çinilerle bezeli bu ihtişamlı dönemini gözümüzde canlandırmamıza bir nebze de olsa olanak sağlıyor.
Bu noktada bize yardımcı olmak adına, kazı ekibi de bir illüstrasyon hazırlamış.
Buradan hamamın çinilerle bezeli orijinal halini görebiliyoruz.
Zeyrek Çinili Hamam Müzesi
Zeyrek Çinili Hamam Müzesine giriş perşembe günleri herkese ücretsiz. Çinili Hamam Müzesi -pazartesi günleri hariç olmak üzere- 10:00-18:00 saatleri arasında açık.
İki kattan oluşan müzenin giriş avlusunda, bu alanda yapılan kazılarda ortaya çıkarılan çeşitli buluntuları görüyoruz önce.
İçeriye girmeden burası hakkında bilgi vereyim kısaca isterseniz.
Burada, hamam ve çevresindeki kazılarda, tam tarih olarak beşinci yüzyıla kadar giden çeşitli eşyaları görüyoruz önce…
Bunlar arasında; cam şişeler, kandiller, seramik kaplar var.
Gördüğünüz gibi, hamam on beşinci yüzyılda inşa edilmiş olmasına rağmen, bu bölge Bizans İmparatorluğu açısından da son derece önemliydi.
Bu eserler Bizans’taki gündelik yaşama ait ipuçları da sunuyor bize.
Zeyrek Çinili Hamam
Şimdi kapıyı açıp içeriye, müzenin giriş katına doğru ilerleyebiliriz.
Zeyrek Çinili Hamam Müzesi çinileri işte burada bizi bekliyor. Bu bölümün adı “Çini Salonu”
Duvarlardaki bilgi panoları son derece yerinde hazırlanmış. Yeteri kadar ve önemli bilgi, bir çırpıda sunulmuş. Ne çok uzun ne de çok kısa.
Benim gibi bunları okuyarak ilerlerseniz, yapının geçmişinden bugüne geçirdiği aşamaları, özelliklerini, burada yapılan restorasyon ve kazı çalışmalarının detaylarını ve önemini hemen kavrıyorsunuz.
Hatta bu ilk katta, kazı sırasında kullanılan kimi malzemeler de sergileniyor.
Bir üst kat ise “Hamam Kültürü Salonu” olarak isimlendirilmiş.
Burada, Osmanlılarda hamam kültürüne ilişkin verilen bilgilerin yanı sıra, çeşitli hamam objelerini, sergilenmesi için yapılan bağışları, hamam tasvirlerini görüyoruz.
İlk önce duvarda sergilenen Hammamiyeler ilginizi çekecektir şüphesiz.
Hammamiye, hamam duvarlarına asılan, hamam kültürüne ait güzellikleri anlatan şiir demektir.
Burada sergilenen hammamiyelerden ilkinde hamama giden bir erkek çocuğu, ikincisinde ise ideal bir hamam tasvir edilmiştir.
Zeyrek Çinili Hamam
Türkler’de hamam kültürü, evlerde banyo olmadığı için, on dokuzuncu yüzyıla dek son derece önemliydi.
Bu kattaki panolardan edindiğimiz bilgiye göre, 1688 yılında İstanbul’da yapılan bir sayım, kentte 15 bine yakın hamam olduğunu söylüyor bize. İnanılmaz değil mi?
Hamamlarda çalışan çeşitli görevliler vardı.
Hamama girişte müşterileri karşılayan Meydancı, kadınlar kısmının sorumlusu olarak Ana Kadın ve herkesin bildiği Tellaklar bunlardan bazılarıydı.
Hamamlardaki görevlilerin sabit bir maaş gelirleri olmadığı için, burada çalışanlar daha çok bahşişlerle kazanç sağlardı.
İşte bu katı gezerken, 3. Ahmet dönemine (Saltanatı 1703-1730) ait olan sikkeler ve müzeye bağışlanan bir para kesesi göreceksiniz.
Kazılarda ortaya çıkarılan bu paraların, hamamdaki görevlilere verilen hamam akçesi olduğu sanılmaktadır.
Bunların yanı sıra bir de en önemli hamam objelerinden biri olan hamam tasları var elbette. Hatta bunlardan birinin, içinde Beyazıt Kulesi tasviri olan bir tasın, hamamın ilk dönemlerinde kullanılmış olduğu sanılıyor.
Zeyrek Çinili Hamam
Ve son olarak, müzeye bağış yoluyla gelen Nalınları göreceksiniz. Bildiğiniz gibi nalın, hamam gibi ıslak tabanlı yerlerde kullanılan, pis suyun ayaklara değmemesi için yapılmış, yüksekçe bir çeşit ayakkabıdır.
İşlemeli, süslü çok çeşitli nalın örnekleri var burada.
Burayı da gezmeyi bitirdikten sonra terasa ulaşıyoruz.
Terasta ise Osmanlı döneminde hamamda kullanılmış kurnalar ve yine kazılar sırasında ortaya çıkarılmış, Bizans dönemine ait taş levhalar var.
Dilerseniz burada bir çay-kahve molası da verebilirsiniz.
Şimdi gelelim yazının en başında bahsedip en sona bıraktığım süreli sergilere…
2024 yılının sonuna dek, tamamen ücretsiz olarak gezebileceğiniz, Yunan sanatçı Alekos Fassianos’un eserlerinden oluşan bir seçki, şu an burada sergileniyor mesela.
Benzer kültürleri paylaştığımız için, sanatçının eserleri çok da yabancı gelmeyecektir size.
“Bizans’a Yelken Açmak” isimli serginin en çok beğendiğim eserlerinden biri, “Boğaz’da Sohbet” isimli alttaki tablo oldu mesela…
Evet, Zeyrek Çinili Hamam Müzesi, hepimizi tarihin ve sanatın kesiştiği bir yerde keyifli bir yolculuğa çıkarıyor. Bu çağrıya kulak verebilir, bir gününüzün birkaç saatini bu harika mekana ayırabilirsiniz.
Hamam kısmı fiyatlar bakımından biraz fazla turistik olduğu için o konuya değinmedim. Gidip bu tecrübeyi yaşayanlar, yazının altına bizzat yorum bırakırsa harika olur diye düşünüyorum.
Gezivita’yı takipte kalın, beğendiğiniz yazılarımın altına yorum bırakmayı unutmayın, hoşça kalın!
İstanbul’da yer alan, birkaç farklı mekan önerim daha var sizler için: