Gezginlerle Röportajlar 4. Bölüm

Gezginlerle Röportajlar 4. Bölüm

Herkese merhaba!

Bildiğiniz gibi, bundan üç ay önce “Gezginlerle Söyleşiler” başlıklı bir yazı dizisine başlamıştım.

Geçen bu üç ay içinde üç farklı gezginle seyahat üzerine konuştum, onları size tanıttım ve seyahat üzerine tecrübelerini sizlerle paylaştım.

Serimize durmaksızın devam ediyoruz. 2018 yılının aralık ayında, dördüncü konuğum Semi oldu. www.mutlueller.com isimli şirin mi şirin bloğundan tanıdığımız, 10 parmağında 10 marifet bir isimdir Semi.

Hatta ondan daha önce, “Takip Ettiğim Bloglar” başlıklı yazımda da bahsetmiştim. (O yazım okumak isteyenler için burada: Takip Ettiğim Bloglar )

Instagram: @Gezivita

Kendisi, aşağıda yanıtları okurken de göreceğiniz gibi aksini iddia etse de, bence kesinlikle bir gezgindir efendim! 🙂 Lafı daha fazla uzatmıyor, sizi sorular ve Semi’nin yanıtlarıyla baş başa bırakıyorum.

Bize kısaca kendinizden bahseder misiniz?

Karadeniz Ereğli doğumluyum. Bursa’da üniversite, ardından çalışma hayatı, evlilik, Polonya’da geçirilen birkaç yıl derken, sonrasında yeniden Bursa ve şimdi de Almanya’nın Hamburg kentinde yaşama devam eden, 2010’dan beri blog yazan biriyim.

Üzerine basarak söylemem lazım ki “gezgin” değilim, sadece gezmeyi seven biriyim. 🙂

Mutlu Eller “Semi”

Bugüne kadar gezdiğiniz ülke/şehir sayısı?

Gezerken hesap peşinde olmadım hiç, rakamların da pek bir önemi yok zaten. Kime neyi ispatlamaya çalışıyoruz tartışılır. Gezip gördüğümüz onca yerin bizim iç dünyamıza sağladığı katkıya bakmak lazım daha çok.

Yoksa bugün artık bir çok farklı yolla ufak bir bütçeyle de gidip falanca şehrin en ünlü meydanında fotoğraf çekip Instagram’da paylaşmak mesele değil…

En beğendiğiniz ülke veya şehir hangisi? Nedenleriyle anlatır mısınız?

Gittiğim her yerden ayrı bir keyif alıyorum. Genel olarak şikayetçi biri değilimdir, belki de biraz bundan. Bu sebeple her ülke beni farklı etkiliyor, hafızamda bir şekilde yer ediyor. Keşke buraya gelmeseydim dediğim şehir ya da ülke hiç olmadı. (Aynı ben!)

İzlanda, açık ara bende yeniden gitme isteği uyandıran bir ülke. “Huzur İzlanda” mı bilmem, ancak başkent Reykjavík ve civarı bende tarifsiz iz bırakan bir yer oldu.

Doğanın vahşi muhteşemliği, insanların sade yaşamı, birbirine olan karşılıklı güveni, kendilerine has tasarımları, espri anlayışları… Açıkçası hepsinden çok etkilendim.

Mutlu Eller “Semi” geziyor.

Seyahat kavramı sizin için ne ifade ediyor?

Hayatıma yenilik katmak gibi, elbette baştan sona insan yenilenmiyor ancak hayata farklı açılardan bakabilmeyi sağlıyor. Bu durumun bebekliklerinden beri beraber gezdiğimiz çocukların üzerinde nasıl etkili olduğunu daha net görüyorum. (Semi aynı zamanda iki çocuk annesi.)

Hem iki kültürlü ailemiz, hem gezmeye erken yaşta başlamalarından dolayı “dünya vatandaşı” diyebileceğimiz gençler oldular. Sadece bizimle gezmekle kalmadılar, ulusal/uluslar arası kamplara katıldılar/katılıyorlar. Aşı tuttu diyebiliriz yani.

Mutlu Eller “Semi” ve çocukları.

Gezmeye ne zaman ve nasıl başladınız?

Benim çocukluğumda yılda bir kez tatile gitmek vardı. Orta halli bir ailede büyüdüm. Çok şanslıydım, babam her yaz bizi farklı yerlere tatile götürürdü. Bir düşünün, Murat 124 arabada, arkada 4 kız, vıcık vıcık yaz sıcağı ve biz tüm Ege’yi baştan başa geziyoruz.

İlk defa Efes’e gittiğimde oldukça küçüktüm, sonrasında sanırım en az 5 kez daha gittim. Her defasında çocukluğumu hatırladım, yanımdakilere anlattım. Rahmetli babama ne kadar şükretsem az.

Seyahate çıkmadan önce yaptığınız hazırlıkları anlatır mısınız?

Karar verilmiş ve biletleri de almışsak gerisi kolay. Çok ciddi bir hazırlık dönemi yok aslında. Ailece seyahat ettiğimizden gideceğimiz yerde hepimizin ilgisini çekecek faaliyetlerle ilgili biraz ön bilgi toparlıyorum.

Gerçekleştirme konusunda hava şartlarına bağlı olarak esnek davranıyoruz. Mesela Rio’ya gittiğimizde yağmur hiç kesilmedi, önce bir müzede, ardından hiç hesapta olmayan akvaryumda günümüzü değerlendirdik.

Bazen de anlık kararlar verebiliyoruz. O anda canımız istemiyorsa plana uymuyoruz. Ancak mutlaka ama mutlaka istediğimiz bir şey varsa biletini de önceden alabiliyoruz.

Mutlu Eller “Semi” ve ailesi

Seyahatleriniz sırasında karşılaştığınız en ilginç olay nedir? Veya unutamadığınız bir anı?

En unutamadığım seyahat, 18 yıl önce gittiğimiz İskoçya. 15 gün kaldığımız İskoçya’ya sırt çantalarımızla gidip, bazı günler çadırda, bazı günler hostel’de ya da bed & breakfast’ta kaldık.

Ve yürüdük, yürüdük, daha çok yürüdük… West Highland Way’i tamamlayamadık ama epeyce yürüdük. Yürümeyi ve doğayı sevenlere, farklı bir tatil isteyenlere şiddetle öneririm! İskoçya müthiş bir yer!

West Highland Way. Bu fotoğraf alıntıdır. Kaynak: https://www.macsadventure.com

Gezmeye yeni başlayanlara ne gibi tavsiyelerde bulunursunuz?

Tavsiyede bulunacak kadar seyahatle ilgili her konuda tecrübem yok. Söyleyebileceğim tek şey, imkanları doğrultusunda gezmeye çalışsınlar.

Neresi olduğu hiç fark etmez. İlber Ortaylı`nın dediği gibi; “Dünyayı görmeden hiçbir şeyi ifade edemezsiniz. Mektebi bitirir bitirmez evlenip de mobilyacı dükkanı gezeceğinize dünyayı gezin” derim…

Eskiden çok bilinmiyordu ama artık bilgiye ulaşmak gibi gezmek de kolaylaştı. Vizesiz de gidilebilecek ülkeler var, hem çalışıp hem gezilecek yerler, ucuz konaklama seçenekleri vs.

Gerçekten istediğinizde ve önceliği gezmeye ayırdığınızda öyle ya da böyle bir çözüm bulunuyor.

Yurt dışında en çok dikkatinizi çeken şey ne oldu?

Şehir planlama, metro ağı, parkların çokluğu. Gerçek parklardan bahsediyoruz tabii burada. 3-5 ağaç, biraz spor aleti, salıncak olanlardan değil. Şehrin göbeğinde neredeyse orman diyebileceğimiz cinsten parklar…

Sırt çantanızın olmazsa olmazları nelerdir?

Yanına çok kıyafet alan, makyaj çantası bulunduran, gündüz ayrı, gece ayrı krem süren biri değilim. Basit, sade, günlük kıyafetler tercihim oluyor. Kalem, kağıt yanımda mutlaka olur, yollarda vakit geçirmek için oyun kartları da alırım. (Mesela Uno)

En çok tercih ettiğiniz ulaşım şekli hangisi? (tren, uçak, araba vs) neden?

Zamanı iyi değerledirmek açısından uçak başta geliyor. Ancak müsaitsek arabaya da trene de hayır demem. İstanbul’dan Selanik’e arabayla gittiğimizden, yol üzerinde birçok yere uğrama fırsatımız olmuştu.

Ya da uçakla gittiğimiz bir yerde araç kiraladığımız da oluyor. Rotamıza bağlı bu durum biraz da. Söz konusu şehri gezmekse, her zaman yürümeyi tercih ediyorum. Yürümek en güzel keşif yöntemi.

Bugüne kadar gittiğiniz en ucuz ülke (şehir de olabilir) hangisiydi?

Ucuz ülkelere henüz gitmedim. 🙂 Bize göre ucuz bir yer kaldı mı bilmiyorum. Estonya’nın başkenti Tallinn, ucuz demeyelim ama uygun olarak kalmış aklımda mesela. Bir de bu soruya eskiden cevap verseydim, bazı Yunan adaları diyebilirdim.

Bugüne kadar gittiğiniz en pahalı ülke (şehir) hangisiydi?

İzlanda! Kuzey Avrupa genelde pahalı, Danimarka da çok zorluyor ama İzlanda bir tık daha önde.

Böyle bir durumda gezmeden ödün vermeyip, yeme-içme olayının en azından bir kısmını kaldığımız airbnb evinde hallediyoruz. Tek başına seyahat edenler için alternatif daha çok ama ailece airbnb evinde kalmak bize daha ekonomik geliyor doğrusu.

Bu fotoğrafa bakmaya doyamıyorum! 🙂

Kendi eklemek istedikleriniz varsa yazabilirsiniz.

Sevgili Kaan, gezgin olmamama rağmen beni düşündüğün için öncelikle teşekkürler. Seni okuyan ve takip eden birilerine ilham olabiliyorsak ne mutlu.

Bir şeyden eminim, senin kalemin, anlattığın yerler, verdiğin ipuçları gezmek isteyenler için çok değerli. Umarım yazmayı hiç bırakmazsın.

İşte Semi bunları söyledi. Kendisine katıldığım yer çok.

Söylediği gibi, eğer gerçekten arzu ederseniz, bir sürü farklı metotla dünyayı ucuza gezmek mümkün. Çok fazla yurt dışı deneyimi olmayanlar için, Türkiye’ye yakın vizesiz ülkelerden başlamak bir seçenek mesela. Sırbistan, Makedonya gibi…

Gezerken ben de sürekli yürüdüğüm için, yürümenin bir şehri tanımanın ve yeni yerler keşfetmenin en iyi yolu olduğuna da yürekten katılıyorum. 2018’in son yazısını da böylece bitirmiş olduk.

Mutlu Eller blogundan Semi’nin yazılarına ulaşabilir, harika fotoğrafları için Mutlu Eller Instagram İnstagram sayfasını ziyaret edebilirsiniz.

“Gezginlerle Röportajlar” serisinin diğer yazılarına ise buradan ulaşabilirsiniz: Gezginlerle Röportajlar

2019’da, tüm Gezivita takipçilerine bol bol seyahat diliyorum!

5 Comments

  1. FinansveEkonomi 20 Ocak 2019
  2. İleri Kafalar 24 Mayıs 2019
    • Gezivita 25 Mayıs 2019
  3. Nakliyat Yapanlar 30 Aralık 2019
    • Gezivita 31 Aralık 2019

Leave a Reply

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.